“Hey, Barbie!” Son zamanlarda her yerde bu sözü, pembe renkleri ve Barbie figürlerini görüyoruz. Şüphesiz Barbie herkes tarafından tanınan ve uzun yıllardır hayatımızda olan bir karakter. Barbie filmi etkisiyle birlikte Barbie’yi, kusursuz vücudunu ve pembe renkli masalsı dünyasını görebileceğimiz her noktadan bizlere sunuyor. Peki Barbie sosyal medya üzerinden bizleri nasıl etkileyebilir?

Barbie’nin kusursuz, idealize edilmiş bedenine birçok yerden maruz kalmak kişilerin güzellik ideallerini etkileyebilir. Kusursuz güzelliğin idealize edilmesi yetersizlik ve değersizlik duygularını ortaya çıkarabilir. Ortaya çıkabilecek değersizlik ve yetersizlik duygusu kişilerinin benlik algılarını da olumsuz açıdan etkileyebilir. Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri standart bir beden, ideal hayatlar, alınması gereken ürünler vb. yönlendirmelerle birçok insanı özellikle de gençleri etkiledi. Bu konuda yapılan araştırmalarda, genç bireylere kendilerinin veya çevrelerindeki akranlarının çok beğeni alan fotoğrafları gösterildiğinde beyinlerinin ödül merkezlerinde aktivasyonların olduğu görülmüştür. Aynı zamanda ergenler arasında akranlarının çok beğendiği fotoğrafları içeriğe bakmaksızın tercih etme, beğenme eğilimi olduğu görülmüştür. Ergenlik

döneminde

akranlara verilen önem birçok açıdan riskli olabilir.

Çünkü araştırmaya göre ergenler çoğu zaman içeriğe bakmaksızın akranının beğendiği fotoğrafı seçme eğilimi göstermiştir. Bir ergenin her yerde gördüğü Barbie kusursuzluğunu idealize etmesi

ergenler tarafından bulaşıcı bir etkiye yol açabilir, aynı zamanda akranların kendi aralarında bedenlerini karşılaştırmalarına yol açıp, akran zorbalıklarının artması üzerinde de etkili olabilir.

Bu noktada özellikle sosyal medya üzerinden kitlesi olan bireylerin, ergen çocukları olan ailelerin ve öğretmenlerin rolü kritik görünmektedir. Güzellik algıları, beden çeşitliliği ve akran zorbalıkları ile ilgili doğru bilgilerin

konuşulabilir olmasını bu noktada önemli bulmaktayım.

Psikolog/Aile Danışmanı Nida SEKİZKARDEŞ